İhracat Bir Maraton Koşusudur: Türkiye Ekonomisi, Dış Ticaretin Doğası ve Uzun Vadeli Çözümler
Giriş: Türkiye Ekonomisinin Zorlukları ve İhracata İhtiyaç
Türkiye ekonomisi, yüksek enflasyon, kur dalgalanmaları ve finansmana erişim sıkıntılarıyla mücadele ederken üretici ve sanayici için en büyük çıkış kapısı ihracattır. İç pazarda daralan talep ve artan maliyetler karşısında sürdürülebilir büyüme, küresel pazarlara açılmakla mümkündür. Ancak ihracat yalnızca malı üretip fiyat vermek değil, profesyonel bir strateji, sabır ve uzun vadeli yatırım gerektiren bir süreçtir.
Dış Ticaretin Yanlış Algısı: “Dil Bilmek” mi, “İş Geliştirmek” mi?
Türkiye’de birçok firma hâlâ dış ticareti yalnızca “dil bilen bir eleman” üzerinden yürütmeye çalışıyor. Patronların işe alımda ilk sorduğu soru “İngilizce biliyor musun?” olsa da, asıl kritik unsur yurt dışı tecrübesi, kültürel bilgi ve farklı pazarlara sunum yapabilme becerisidir. Gerçek dış ticaret uzmanı, yalnızca mail atan bir asistan değil; pazar araştırması yapabilen, yeni pazar alternatifleri geliştiren, müşteriyle doğru iletişimi kurabilen ve firmaya kalıcı bir “miras müşteri portföyü” bırakabilen kişidir. Eğer bir dış ticaret müdürü ayrıldıktan sonra bile firmaya fiyat sorma mailleri, sipariş talepleri ve telefonlar gelmeye devam ediyorsa, o kişi gerçekten katkı yapmıştır.
İhracatın Gerçek Doğası: Maraton Koşusu
İhracat, 100 metrelik bir sprint değil; nefes, sabır ve disiplin gerektiren bir maraton koşusudur. “Üç ayda garanti satış” vaat eden herkes yanıltıcı konuşur. Çünkü ihracatta başarı: – Potansiyel Pazar Tespiti: Önce hedef ülkeler belirlenmeli, o ülkelerin ithalat yapısı analiz edilmelidir. – Potansiyel Müşteri Listeleri: Tüm alıcı adaylarının listesi çıkarılmalı, tek tek iletişime geçilmelidir. – Profesyonel İlk Sunum: İlk temas, firmanın ciddiyetini gösterir. Sunum kalitesi kapıyı aralar, fiyat ve ürün kalitesi ise devamını getirir. – İletişim Kanalları: E-mail, WhatsApp, telefon ve ardından yüz yüze ziyaretler, güven tesis eder. – Fuar Stratejisi: Fuar öncesi en az 3 ay hazırlık yaparak, potansiyel ziyaretçilere kendini tanıtmak, fuar başarısını belirler. İhracatın doğası gereği, bazı müşteriler olumlu dönüşü 3–5 gün içinde verirken, bazıları 3–5 ay ya da yıl sonra geri döner. Önemli olan firmanın “potansiyel tedarikçi listesine” girebilmesidir.
Türkiye’de Danışmanlık Algısı ve Yanlış Beklentiler
Birçok firma “bana danışmanlık ver ama ücret isteme, satış olursa komisyon veririm” yaklaşımıyla hareket ediyor. Oysa bu model sürdürülebilir değildir. Çünkü danışmanın emeği, markaya yaptığı tanıtım, oluşturduğu pazar araştırması ve müşteri portföyü başlı başına bir değerdir. Sadece komisyona dayalı sistemle uzun vadeli bir iş birliği kurulamaz. İhracatta başarı, firma ile danışmanın birlikte uzun vadeli bir yol yürüyebilmesine bağlıdır.
Sonuç: Uzun Vadeli Hammadde Finansmanı ve Sürdürülebilir İhracat
Türkiye’nin ihracatta kalıcı başarı yakalaması için: 1. İhracatın maraton olduğunun farkında olmak, sabırla 6 ay ve üzeri hazırlık sürecini göze almak, 2. Doğru dış ticaret kadrolarıyla çalışmak, yalnızca dil değil iş geliştirme vizyonuna yatırım yapmak, 3. Uzun vadeli finansman modelleri geliştirmek – özellikle 330 güne kadar vadeli akreditif (LC) gibi çözümlerle firmaların hammadde alımını güvence altına almak, zorunludur. Sonuçta ihracat, Türkiye ekonomisinin lokomotifidir. Ancak bu lokomotifin rayda kalabilmesi için hem doğru insan kaynağına hem de uzun vadeli finansmana ihtiyaç vardır. Profesyonelce hazırlanmış pazar araştırmaları, sabırlı müşteri takibi ve güven veren finansal modeller bir araya geldiğinde, Türkiye’nin ihracat maratonu sürdürülebilir başarıyla tamamlanacaktır.